2002 de YENİ SEÇİM SİSTEMİ-YENİ PARTİLER YASASI 

2002 YILI ÜLKEMİZ İNSANLARI İÇİN YENİ BİR UMUT VE SEVİNÇ YILI OLSUN.ÜLKE İDARECİLERİNİN DEĞİŞTİRİLEMEZLİĞİNİN VE HESAP SORULAMAZLIĞININ, DOLAYISI İLE ÜLKE KADERİNE HALKIN HAKİM OLABİLMESİNİN İMKANSIZA YAKIN ZORLUĞUNUN DOĞURDUĞU ÜMİTSİZLİĞİN VE ÇARESİZLİK SANCILARININ SON BULABİLMESİ, KİREÇLENMİŞ BEDENLERİN,KİREÇLENMİŞ FİKİRLERLE KOLKOLA GEZDİĞİ YOLSUZLUK KANALLARININ İMHA EDİLEBİLMESİ İÇİN, YENİ YILDA İKİ TURLU DAR BÖLGELİ BİR SEÇİM SİSTEMİ İLE BÜTÜN PARTİLERİN ZORUNLU OLARAK UYACAKLARI HAKİM NEZARETİNDE ÖNSEÇİMLERLE ADAY TESPİTLERİNİN YAPILACAĞI ERKEN SEÇİMLERLE ÜLKEMİZ İNSANLARINA YENİ BİR UMUT ,YENİ BİR NEFES,YENİ BİR TEMİZ HAVA KANALI AÇILMASI İÇİN DUA EDİYORUM.Lutfen sizler de düşüncelerinizi not ediniz ki konuyu elbirliği ile gündemde tutalım.HERKESE İYİ SENELER DİLİYORUM. 

Pazartesi, 31.12.2001 15:36 BAŞLATAN atia 


Sn.atia,

Önerdiğiniz seçim sisteminin bölgecilik,mikro milliyetçilik, mezhepçilik gibi toplumsal yapımızdan kaynaklanan sorunları azdırıp azdırmayacağını biraz düşünmemiz gerekir.Sağ sol kamplaşmasını dahada keskinleştirip solu mecliste tamamen marjinal hale getirip bütün siyasal dengeleri alt üst edeceğini hiç düşündünüz mü? Bu gün çok şikayetçi olduğumuz lider hakimiyetini sınırlamak yerine tamamen ortadan kaldırıp parti disiplinini yok ederek partileri yönetilemez hale getirme olasılığı yokmudur? Aklımı kurcalayan sorulara ayrıntılı cevap verebilirseniz 
sizinle verimli bir tartışmaya girebilirim. Yeni yılınızı kutlar, saygılar sunarım.  

Pazartesi, 31.12.2001 19:00 nezaman 


Sayın NEZAMAN

Bölgecilik,mikro milliyetçilik,mezhepçilik daha da azar mı ,yönündeki endişeniz:
Sayın Nezaman, şu andaki uygulamalarda,partiler adaylarını aydan getirmiyor ki.Genel merkezler ve genelbaşkanlar kendileri,ekipleri,diğer partilerin durumları adayın oy kabiliyeti ve uyumu parametrelerini gözeterek YİNE O BÖLGEDEN aday gösteriyorlar.Dolayısı ile bölgecilik meselesi bu duruma ilavaten ayrışan partilerde yine var ve daha şiddetle var.Oysa ki,dar bölge çoğunluk sisteminin uygulandığı,(İki turlu daha demokratik) ülkelerde de mezhepler,etnik farklılıklar var ama BİRARAYA GELME VE BİR ARADA BULUNMA HALİ aynı partinin içerisinde UYUM VE SAYGIYI getiriyor.Ayrıca,sizin endişelerinizin aksine,büyük kitle partileri oluşacağı ve hedef ve çıkar beraberlikleri geniş manada aynı parti üyeleri için var olacağı için bu gün ayırımcılık güden aşırılar bile bu sonuçsuz kalacak çabalarından CAYACAKLARDIR.Nispi temsil sistemi ayrışmayı ve kamplaşmayı körüklemektedir.Ülkemizin geçmişteki iki büyük kitle partisi CHP ve AP içerisinde o zamanın çok geri uzlaşma kültürüne rağmen her türlü etnik,mezhepsel ve bölgesel kökenden insanlar yer bulabilmekte idiler.Mesela Siirt te,Diyarbakır da dönemsel olarak iniş çıkışlar olmasına rağmen her iki partiden teşkilatlar ve Milletvekilleri olmuştur.Ve en önemlisi, PKK yı mevcut seçim sistemi cesaretlendirmiştir. Sayın Nezaman,sayın Tayfun İçli nin bir forumuna sayın Hüsamettin Özkan ın akrabalık bağlarını belirten bir mesaj girilmişti.Ben sayın Özkan ı mülahaza etmek için değil doğruları aramak için soruyorum:Eğer bu akrabalık bağları doğru ise BU SİSTEM YANLIŞTIR bu kadar yakın akrabalar bu kadar çeşitli partilerde ve hem de koalisyonda olamamalıdır,benim tezimin ispatıdır. Aday tespitleri oy veren vatandaşa verilse böyle olabilir mi?Sayın Nezaman,lider otoritesi tabii ki olacaktır ama şimdiki gibi HOYRATÇA VE OLİGARŞİK olmayacaktır.Olmamalıdır.Türkiye bu ekonomik hale düşecek ülke değildir.1987 seçimlerine gidilirken Özal birçok şeyi deforme ettiği gibi,seçim sistemini de elinde salladığı o çok meşhur kaleminin ucuna bağlamıştır.Adayları pervasızca kendi yazmaya başlamış,o gün bu gündür KEYFİLİK,HESAP SORULAMAZLIK,BANKA BATMALARI,HAYALİ İHRACATLAR,RÜŞVET DİZBOYU ARTMIŞTIR.Çünkü SİSTEM kilitlenmiş,SİYASETÇİ-MÜTEAHHİT-ÜÇKAĞITÇI MÜTEŞEBBİS HESAP VERMEDEN ÜLKENİN DEĞERLERİNİ YOLLU YOLSUZ PAYLAŞMANIN kolayını bulmuştur.Bu çürüme elan devam etmektedir.Hangi AHLAK YASASI nı çıkarırsanız çıkarın,DEVLET MEMURUNU YARGILAMAYI BAKAN İZNİNE BAĞLI TUTTUKCA,BAKANIN ADAYLIĞINI GENEL BAŞKANIN ELİNDEKİ KALEME BAĞLADIKCA,Genel başkanlar Ankara otellerine çöreklenen ÇIKAR ŞEBEKELERİNİN BASKISINDAN KURTULAMAZLAR.Sayın Nezaman, ilerleyen günlerde devam edebileceğimizi umuyor yeni yılınızı tebrik ediyor selam ve saygılar sunuyorum. 

Çarşamba, 02.01.2002 09:09 atia

Milletvekillerimiz 

Milletvekillerimiz eğer samimi iseler ve hayati suçlar işlemeyeceklerine inanıyor iseler, DOKUNULMAZLIKLARINI NEDEN SINIRLANDIRMIYORLAR?Dokunulmazlık ÇİN SEDDİ GİBİ ,bir dahaki seçime adaylık da Genel Başkanın kaleminde olunca ,işler fıstık,astığı astık,kestiği kestik..Sorgu yok sual yok,sevsinler böyle seçilmişliği.. 

Perşembe, 03.01.2002 08:26 toros 


BAKIYORUM HERKES MEMNUN

Forum la ilgilenen arkadaşlarımız,isimlerle ve olaylarla ilgilenmeyi daha çok seviyorlar.Kötü sonuçların sebeplerini araştırmayı pek sevmiyorlar anlaşılan. NE YAPALIM KENDİ DÜŞEN AĞLAMAZ.
KONTLARA, MARKİLERE,BARONLARA,DÜKLERE, razı olanlara ne diyebiliriz ki? EKMEK BULAMIYORSANIZ PASTA YİYİN .. 

Cuma, 04.01.2002 09:37 atia 


Siyasetçilerimiz çok meşgul

BDDK Başkanının açıklamasında, bugünkü gazetelerden, yapılacak banka kurtarma operasyonunun maliyeti 4 milyar dolar olacakmış. Siyasetçilerimiz bu aralar IMF den gelecek 16.5 milyar doları paylaşma kaygısına düştükleri için Seçim yasası, Siyasi partiler yasası gibi yasaları beklemeye aldılar. 

Cuma, 04.01.2002 15:17 vgizli 


BU İŞİN KOMİSYONU % KAÇ ACABA??

Eline değişiklik önergesi alan yardım hortumlayacak banka sayısını artırmak için hileli kelime oyunları peşinde.Bu kadar küçük hesaplı insanların büyük bir ülkeyi yönetmeleri ne şanssızlık ya rab.Bankalara BİRLEŞİN deniyor,ses yok.Satın birini bulup deniyor,SES yok.Elinizdeki işletmeleri satın .. Deniyor TISS ses yok.Palavra bol ,ülke sanayii ,işçilerin çıkarılma zorunluluğu ..Falan filan.Hepsi bir ağızdan :PARAYI BİZİM BANKAYA VERİN BİZ DEVE EDELİM derdindeler.ALLAH BUNLARIN LAYIĞINI TEZ ZAMANDA VERSİN .İNŞAALLAH. 

Cuma, 04.01.2002 16:32 atia 


Sn.atia,

Hafta içi tartışmalarınızı izledim.Vaktim olmadığı için size cevap verme fırsatım olmadı.Şu dar bölge iki turlu seçim sistemi ve onun sakıncalarına gelmek istiyorum.Sebeplerini aşağıda sıralamağa çalışacağım:
* Güney Doğu Anadolu Bölgesi bu seçim sistemi ile sadece HADEP i veya onun yerine gelecek ırkçı partileri veya aşiret ağalarını seçecektir. 
* Yurdumuzun mezhep farklılığı olan yörelerinde her dar bölge kendi mezhebinden birini seçeceklerdir.
* Sol partiler Ankara'nın Çankayası ve İstanbul'un Şişlisi dışında tamamen silinecektir.
* Bölgecilik ve partizanlık dahada artacaktır.İsparta Havaalanı gibi gereksiz yatırımlar dahada artacaktır.Millet
vekilleri liderlerine yeniden seçilmek için liderlerine muhtaç olmayacakları için gerek seçim bölgelerinin gerekse
kendi çıkarları için kolayca parti değiştireceklerdir.Bu ise siyasi istikrarı tamamen yok edecektir.
* Milletvekili adayları rakiplerinden daha kürtçü, alevi İspartalı, sağcı oldukları için seçileceklerinden siyasetteki farklılaşma ve ayrılıklar daha da derinleşecektir.
* Siyaseti ırk, din , dil , bölge öğeleri etrafında değil, ulusal refahın önce arttırılması ve daha sonra adil paylaşılması üzerine yapılması gerekir.Siyaset toplumu farklılaştırma üzerine inşa edilmemelidir.Bunu yapan partiler zaten halihazırda var.SP,Adalet ve Kalkınma Partisi ve HADEP gibi.Sisteme çokta zarar veriyorlar. 
* Liderlerin adayları belirlediği mevcut sistemde bir çok sakıncaları içinde taşıyor.Adayların tesbit yöntemi daha
demokratik hale getirilebilir.Ancak Genel Başkanlar aday tesbiti yaparken bölgelerin özelliklerini de göz önünde bulundurarak en birleştirici bütünleştirici adayları seçmeğe çalışıyorlar.Bu arada parti disiplinine uyacak adaylar seçmeğe gayret gösteriyorlar.Bu sayede partiler biraz istikrarlı ve parlemento içi transferlere sık rastlanmıyor.
* Bu arada akrabaların milletvekili seçilmesi gibi arzu edilmeyen olaylara da rastlanmıyor değil.Ancak bizim sistemimizde halk partiyi değil lideri seçiyor.Başarısızlık halinde ise yine onu cezalandırıyor.Lider yanlış yapmışsa
sandıkta bunun cezasını çekiyor.Siyasi partilerimizin de lider dışında siyasi bir kimlik sergileme gayret ve çabaları
yok.Bakmayın siz onların şikayetlerine.Direksiyonu lidere teslim etmişler sadece araba devrildikçe sesleri çıkıyor. Lider onlar için yarış atı gibi. Yarışı kazandığı sürece bir sorun yoktur. Parti içi demokrasi istiyorlarsa buyursunlar lidere karşı ağırlıklarını koysunlar.Kim mani oluyor? Hem liderin eteğine yapışıp milletvekili, bakan olacaksın hem şikayetçi olacaksın.Yok öyle şey.
* Kişisel bir değerlendirmemi söyleyeyim.Bana göre liderler her bakımdan seçtikleri milletvekillerine göre daha tutarlı, güvenilir ve ülke yönetimine daha ehildirler.
Saygılarımla. 

Cumartesi, 05.01.2002 10:23 nezaman 


BARAJI UNUTMUŞSUNUZ

Sayın Nezaman,bilhassa Güneydoğu yu vurgulayarak haklı bir endişenizi mi,yoksa iki turlu dar bölgeli seçimi önerebilecek bazı ETKİN GÜÇLERİ DURDURMAYI MI hedeflediğinizi bilemiyorum.İyi niyetli bir endişe olduğunu kabul ediyorum.AMA SORMADAN EDEMİYORUM:% 10 ÜLKE BARAJINI BU SAYDIĞINIZ BÖLÜCÜ,MEZHEPÇİ,FEDERASYONCU TAKIM NASIL AŞACAK? ÜLKE BARAJINI AŞAN PARTİLERİN O BÖLGEDE EN FAZLA OY ALAN İKİ TANESİ İKİNCİ TURA KALACAK.Bilmem anlatabildim mi? Ayrıca,Genelbaşkanların çok çalıştığı ve doğru kararlar verdikleri vs hgibi düşüncenize de katılmak mümkün değil.Akşama kadar dar bir çevrenin sıkı sıkıya abluka altında tuttuğu bir ADAM NASIL OLUR DA HEP DOĞRUYU BULUR? Bana göre ,zaten yıllardır içine düşüp kıvrandığımız çözümsüzlük sarmalının sebebi bu.Bizim olumsuzlukları doğurduğunu iddia attiğimiz bütün konuları siz benimsiyorsunuz. Mevcut sistem iyi ise,şu yaşadığımız kararsız ve yarını bilinmeyen durumun sebebi ne? Selamlar ve saygılar.

Pazartesi, 07.01.2002 09:04 atia 


BAHANE ÜRETİLEBİLİR

Bahane üretmek kolaydır.Sayın İÇLİ nin ürettiği bahaneleri 1958 öncesi Fransız Sol u da üretmişti.SOL un iktidara hiç bir zaman gelemeyeceğini sanıyorlardı İKİ TURLU SİSTEM le.Onlara göre SAĞ oylar çoğunlukta idi ve sola kaymayacaktı.Düşündükleri gibi olmadı.Mitterand iki dönem BAŞKAN seçildi.Bu da şunu gösterdi :ILIMLI BİR SAĞ CININ AŞIRI SAĞ FİKİRLERE yöneleceğine en yakın ILIMLI SOLA daha yakın baktığını.Bu ülkemizde de böyle.MSP de veya bu gün AK Parti de toplanan oyları iyi analiz etmek gerekir. Araştırılırsa Erbakan bir çok ESKİ CHP li nin oylarını toplamıştır.Buna eşit miktarda da eski AP linin.Bu gün DSP ye verilen oylarda DYP ve ANAP kökenli oylar çoğunluktadır.Belki bir seçim veya iki seçim dengeler zor oturur ama OTURUR.Önerdiğimiz sistem FRANSA da ,Yunanistan da ,Bulgaristan da (Bile ),Rusya da (Bile) başarılı olmuş,idareye çeki düzen vermiştir. 

Salı, 08.01.2002 09:02 atia 


BAKIN ANAP NE İSTİYOR?

Arkadaşlar,bu günkü gazetelerden birinde belirtildiğine göre SEÇİM İTTİFAKI YAPILABİLMESİNİ ANAP istiyor.Mesut Bey in böyle bir seçimle ne kadar partinin ve marjinal fikrin meclise girebileceğini tahmin edememesi düşünülmez.Öyle ise,BEN MECLİS E GİREYİM DE TÜRKİYE NİN BAŞI HANGİ DERDE GİRERSE GİRSİN diye düşünüyor olabilir mi? Böyle düşünüyor ise zaten bizim iddiamız doğrulanır:BU SEÇİM SİSTEMİ İLE HALK BİR YERDE,PARLAMENTERLER BAŞKA YERDE yaşıyorlar.Ayıp ayıp .. 

Çarşamba, 09.01.2002 08:50 toros 


KİMSEYİ İLGİLENDİRMİYOR MU?

Sevgili arkadaşlar,idarecilerimizi BİZ SEÇELİM.Öyle aldatıcı usullerle değil,gerçekten biz seçelim. Beğenmeyince BİZ İNDİREBİLELİM. Bunu nasıl yapalım?Hiç bir fikrinizi göremiyorum. 

Perşembe, 10.01.2002 11:14 atia 


DAHA ÇOOK BANKA KURTARIRLAR

Bu aday tayinli sistemle seçildikten sonra,NE BU MİLLETVEKİLLERİNDEN HESAP SORABİLİRSİN NE DE DÜZGÜN BİR ŞEYLER BEKLEYEBİLİRSİN.ECEVİT BİR ZAMANLAR ANAP DYP İKTİDARLARI İÇİN ŞÖYLE DEMİŞTİ: MECLİSTE SORUŞTURMA DOSYALARI DENGESİ VAR..ŞİMDİ BU LAFININ KAPSAMA ALANINA DSP Yİ DE KATMALI,SP yi AK p yi de.HEPSİNİN ÖRTBAS ETMEK İSTEDİĞİ BİR SORUŞTURMA DEHŞETİ DENGESİ. SEÇİM SİSTEMİ DEĞİŞMEDEN BU İŞ DÜZELMEZ.HER PARTİNİN MÜTEAHHİDİ VAR.HAZIR BEKLİYOR.
BULUNUR BİR GÜN KURTARACAK BAHTI KARA MADERİNİ...

Cuma, 11.01.2002 08:53 atia 


Sen benim bankamı kurtar, ben de seni

Yasa çıktı. Hayırlı olsun. Ekonomik gerçek vs. diyerek bankaları kurtarıyorlar. E banka sahipleri de seçim zamanı siyasetçileri görür. Allah göstermesin seçim falan kaybederlerse yönetim kurulu üyeliği de hazır. 

Cuma, 11.01.2002 17:21 vgizli


Sn.atia,

Size cevap vermekte biraz geciktiğim için üzgünüm.Sizlerle, siz ve vgizli, seçim sistemi konusunda aynı görüşleri paylaşmadığımız açık. Ben dar bölge iki turlu seçim ile birlikte % 10 luk ülke barajı önerdiğinizi başta anlamamıştım. Bu günkü meclisi yani 1999 seçim sonuçlarını ele alırsak yine DSP, ANAP, MHP, DYP ve FP(SP+AKP) mecliste olacaktı. İki turlu seçimde kentlerde DSP ve ANAP, kırsalda MHP ve DYP,
Güney Doğuda FP ve yer yer ANAP ve DYP yarışacaktı.Bu ikinci tur yarışta ANAP DSP'yi, MHP DYP'i ve FP ANAP ve DYP'yi geçecekti. Yani sonuç olarak MHP, ANAP, ve MHP diğer partiler DSP ve DYP aleyhine epeyce büyümüş olarak çıkacaklardı.Sol mecliste ülkede olduğundan daha az bir % ile temsil edilecekti. Hükümette büyük bir ihtimalle ANAP, MHP ve DYP arasında kurulacak Sn.Devlet Bahçeli Başbakan olacaktı. Bunun toplum tarafından nasıl karşılanacağını bir düşünmek gerek. Tabi bu arada milletvekili adaylarının nasıl tesbit edileceği konusuna hiç girmedim. Bu konu seçim sisteminden tamamen bağımsız bir konu.Parti delegelerinin veya seçmenin doğrudan seçeceği adaylar milletvekili olduklarında kendilerini parti disiplini ile bağlı saymayacaklardır. Siz bu günkü gibi milletvekillerinin meclise gelip IMF'nin istediği kanunlara oy vereceğini mi sanıyorsunuz? Sonrası dolar 2 000 000 TL. Gelsin ekonomik kriz ve kaos. İyi düşünmek gerek. Saygılarımla. 

Cuma, 11.01.2002 18:50 nezaman 


BU SİSTEMDEN MUTLU Sn.NEZAMAN'a

Türettiğiniz faraziyelerin hiç biri,yıllardan beri yaşadığımız YARINI BELİRSİZ HAYATIMIZA ÇARE DEĞİLDİR,olamadığını da gördük.Savcılar Milletvekillerini ve Onların atadığı memurları TAKİP EDEMİYOR.Müteahhitlerden mürekkep bir ADAY TESPİT grubu oluşmuş bütün partilerde.Partilere üye olabilmek için serbest meslek mensubu olmak gerekiyor.IMF nin dediğine parmak kaldırmayacak vekiller gelir eğer aday tespitleri genelbaşkanların elinden taban hakimiyetine yayılırsa ,diyorsunuz.Ben IMF nin gelip gitmesine ve bazı şartlar dikte ettirmesine önyargılı yanaşmıyorum.BU GÜN İÇİN ADAMLAR DOĞRU ŞEYLER YAPTIRIYORLAR, bize de faydalı,kendi şirketlerinin alacaklarını TAHSİLE DE GEREKLİ bu zorlamaları.Ama benim ve benim gibi düşünenlerin isteğimiz BAŞKA: ÖYLE VEKİLLER SEÇELİM Kİ,BİZİ IMF KAPISINA İKİ AYDA BİR DÜŞÜRMESİN.Batının eşit değerde ticari partneri olalım.İŞTE BUNU DA ANCAK YETKİN,GÜÇLÜ,KİŞİLİK SAHİBİ VE SEÇMENİNE SORUMLULUK DUYAN, SEÇİLEMEME VE KANUN ÖNÜNDE HESAP VERME KORKUSU OLAN VEKİLLERLE SAĞLAYABİLİRİZ.Kanundan korkan Milletvekili,YOLSUZLUKLARA GÖZ YUMMAZ ve ALET OLMAZ.YOLSUZLUK OLMAZ İSE IMF YE DE GEREK KALMAZ. İşte böyle sayın Ne zaman.Sanıyorum GENELBAŞKAN ATAMALI ADAYLIĞI GARANTİ BİR MİLLETVEKİLİ YAKININIZ VAR ve HALİNİZDEN MEMNUNSUNUZ.IMF nin her dediğine el kaldırmayacak Vekiller istemediğinize göre,çok değişik bir sosyal ve siyasi konumda olduğunuz düşüncesi ağır basıyor bende.Bir itirazınızda : İki turlu sisteme daha önceki itirazınızda,BÖLÜCÜ,GERİCİ,MEZHEPÇİ vs.aşırı azınlıkların temsilinişn güç kazanacağından bahsediyordunuz,BARAJI UNUTMUŞTUNUZ, hatırlatınca,tutup tam aksi yönde, MHP nin ANAP ın kazanacağından bahsedip işinize gelmeyen hale itirazı devam ettiriyorsunuz.
Sayın Nezaman her iki itirazınızda da yanılıyorsunuz.Bu FRANSA da da denendi.Fransız SOLCULARI ,İKİ TURLU nun hep SAĞ BAŞKANLAR VA İKTİDARLAR ÇIKARACAĞI ENDİŞESİ İLE HEP SİZİN ÜRETTİĞİNİZ SUDAN BAHANELERİ ÜRETTİLER.SONRA GÖRÜLDÜ Kİ,SEÇMEN SAĞA DA SOLA DA OY VEREBİLİYOR YERİ GELİNCE.MİTTERAND İKİ DÖNEM BAŞKAN SEÇİLMEDİ Mİ? Kurulu nizamdan ÇÖPLENENLERİN ,HELE BİR DE ZİHİNSEL KALİTELERİ DÜŞÜKSE VE KÖROLASI EGOLARINI BASTIRAMIYORLAR İSE ,İYİ BİR SEÇİM SİSTEMİ VE PARTİLER YASASI YAPMALARI BEKLENEMEZ.Ama bu tür adamların ülkeyi düzlüğe çıkarmaları da beklenemez. Bundan dolayı da FRANSA DA YENİ ANAYASA YI YAP-MIŞ GE-TİR-MİŞ-LER- ve O KÖR VİC-DAN-LI VE-KİL-LE-RE- DİK-TE ET-TİR-MİŞ-LER- Biraz araştırırsanız bulursunuz.Zaten ben de bundan dolayı 1958 FRANSA sını vurguluyorum.Etmeyin tutmayın bu işin sonunda ya ülke dağılır ya birileri sizi dağıtır ,bu saçma sapan OLİGARŞİ ile daha fazla gidemezsiniz diyorum. Selamlar ve saygılar.

Pazartesi, 14.01.2002 09:13 atia 


Sn.atia,

Söylediğiniz gibi bu sistemden mutlu değilim.Kendim siyasetle uğraşmıyorum.Siyasetten bir çıkarımda yok.Benim söylediklerimi eleştirecek yerde böyle suçlama yolları aramanızı yadırgıyorum. Bakınız Türkiye ve Fransa tamamen farklı sosyolojik yapıda ülkelerdir.Fransada başarılı olmuş bir sistemin Türkiyede de
bşarılı olma garantisi yoktur. Türkiye henüz milletleşme sürecini tamamlamamış yarı feodal ve yarı ümmet ilişkilerinin halen sürmekte olduğu bir toplumsal yapıya sahiptir.Sosyolojik sorunları matematik formüllerle çözme olanağı yoktur. Her toplumun ayrı bir geçmişi ve toplumsal hafızası vardır. Sizin önerdiğiniz çözümlerin derde deva olacağını sanmıyorum.Konuyu değiştirmek yerine sizin önerdiğiniz sistemi 1999 seçimine uygulayın. Onun sonuçlarını tartışalım. Saygılarımla. 

Pazartesi, 14.01.2002 13:05 nezaman 


Sayın Nezaman

Fransanın ve Türkiyenin farklı ülkeler oldukları doğrudur. Ama Fransanın yaşam standartlarını, demokrasi anlayışını ülkemizde görmek istiyorsak, daha önce bazı yasaları Fransa ve diğer ülkelerden almışsak, Seçim yasalarını almanın ne sakıncası olabilir? Üstelik şimdi kullanıdığımız seçim yasası da zaten Fransan ve bazı ülkeler tarafından daha önce kullanılmıştı. Bakmayın siz bazılarının adına Türk Sistemi dediğine. 

Pazartesi, 14.01.2002 14:54 vgizli 


Sn.Nezaman

Her seçim kendi şartları ve zamanı içerisinde değerlendirilmeli.1999 da hasıl olan netice mevcut aday tespit ve seçim şartlarına göre verilen oyların sonucudur.1999 da iki turlu dar bölgeli bir seçim sistemi yürürlükte olsa idi,ne partiler adaylarını öyle tespit edeceklerdi,ne de birbirlerine karşı tutumları aynı olacaktı.Belki ikinci turda Erbakan yerine CHP ye,veya DYP yerine DSP ye kayan oylar olacaktı .Dolayısı ile,peşinen OYLARIN DAĞILIMI ŞU OLDU,BİZ SEÇİLEMEYİZ ONUN İÇİN NE ADAY TESPİTLERİ HAKİM NEZARETİNDE ÖNSEÇİMLERLE YAPILSIN,NE TERCİH İHDAS EDİLSİN,NE DE BARAJ KALSIN..Gibi gaddar bir BENCİLLİK kabul edilebilir.BU Bencillik devam ederse ,bir dahaki seçimlerde ne kadar saçma sapan bir aritmetikle karşılaşacağımızı düşünüyorum da,gülelim mi ağlayalım mı karar veremiyorum. Sayın NEzaman ,hem istikrar ,hem homojen bir toplum,hem önü tıkanmış yolsuzluk kanalları.. Diyorsunuz ama HİÇ BİR ŞEYİ DEĞİŞTİRMEK İSTEMİYORSUNUZ.Bu ülkeyi BEN Mİ YÖNETTİM bunca sene?İçine düşüp durduğumuz acınacak hallerin sorumlusu kim?Sorumluyu bulamıyoruz ki yakasına yapışalım.Bunun adı DEMOKRASİ DEĞİL.. OLSA OLSA ARİSTOKRASİ olur adı. Ümmet veya feodal yapı çoktan çözülmeye yüz tuttu ülkede ama SİYASİ PARTİLERİMİZ TAM BU ÜMMET TARİFİNE UYAN hiyerarşide idare ediliyorlar.Feodalite de maaşallah başta DSP olmak üzere hepsinde var.AĞALAR ,KAHYALAR ve ÇİFTLİK UŞAKLARI...Mesela, sayın Nezaman,sizin ve sayın Tayfun İçli nin sayın Ecevit te bulabildiğiniz bir eksiklik,nakıse yok.HAYRET.. 

Pazartesi, 14.01.2002 15:15 atia 


SN.ECEVİT i TENKİD EDENİ DÖVÜYORLAR

Sayın atia siz ne diyorsunuz ?Sayın Ecevit 'i tenkid edeni ya partiden atıyorlar ya da bir güzel sopa çekiyorlar.Bizde böyle oluyor demokrasi dediğin.Siz tutmuş adamların ekmeğine mani olacak seçim yasaları falan öneriyorsunuz.İşin kolayını seçin ,yağdanlık olun,işinize bakın.Tanzimat Osamanlı sı gibi davranın.Borçlar Düyun u umumiye idaresine,Istanbul VUR PATLASIN ÇAL OYNASIN a ,halk Allah a emanet sayın atia.Nezaman arkadaşım önseçim falan istemiyor.Çünkü belki kendi tanıdıkları da gümler.O nun için en emniyetlisi Genelbaşkan takipçiliği.Önseçim ve iki tur olsa belki Genelbaşkanı bile gümleyecek ikinci tura kalamayacak .Bundan dolayı türlü çeşitli bahaneler sıralıyor.Saygılarımla. 

Pazartesi, 14.01.2002 15:46 toros 


Ben Sn.Tayfun İçli den ses bekliyorum

Arkadaşlar,sayın Tayfun İçli nasıl bir hesap ile olursa olsun ,yine de bizlerle dialog kurmaya çalışıyor.Bu hareketini önemsiyorum.Tabii ki arada sırada ''BENİM SİYASİ YERİM,GÖREVİM vs.'' gibi çıkışları ve sorulanlar yerine kendi hazırladıklarını yazması biraz tebessüm ettiriyorsa da,vakit ayırıp,NELER OLUYOR,NELER SÖYLENİYOR diye bakınması bile faydalı bence. Ben kendilerinden MİLLETVEKİLİ DOKUNULMAZLIĞININ SINIRLANDIRILMASI yönünde bir kanun teklifi bekliyorum.İncelesin,Fransa da,Almanya da,Birleşik Amerika da,İngiltere de ne kadar ise o kadarlık bir dokunulmazlık olsun.Tabii şimdi buna da bahaneler sıralanabilir:''BİZDE OLMAAAAZ,'' gibilerden.Eh,bizde iki turlu olmaz,önseçim olmaz,dokunulmazlık sınırlanmaz,aday tespitleri vatandaşa bırakılamaz.Ne kadar da gelişlmemiş bir toplummuşuz da haberimiz yokmuş.Tayfun Bey ile sayın Nezaman anlatmasa ne olduğumuzun farkında değilmişiz.Biz de halk iyisini seçer ,demokrasi öğretileri böyle söylüyor,diye düşünürdük.Oysa,IMF nin taleplerine el kaldıracak MİLLETVEKİLİNİ BULAMAYACAKMIŞIZ eğer adayları halk belirlerse..Tüh tüh, ne yanılmışız biz.Oysa bize göre,bizim önerdiğimiz SEÇİM ve PARTİLER YASASI olsa,IMF nin dikte ettiklerini yapan Milletvekillerine gerek kalmayacak,çünkü IMF ye gerek kalmayacak şekilde sorumlu davranan İKTİDARLAR OLUŞACAK.IMF den medet uman değil,medet umanlara yardım kararı veren tarafta olabileceğiz.Biz böyle diyoruz ama....YANILIYORMUŞUZ..Hatadan MÜNEZZEH TANRISAL GENELBAŞKANLAR DAHA İYİ BİLİRMİŞ.Saygılar. 

Salı, 15.01.2002 08:59 atia 


Sn.atia,

Bu forumun konusu seçim sistemleri.Lafın döndürülüp dolaştırılıp Sn.Ecevitte yanlışlık bulup bulamadığımıza
getirilmesi beni rahatsız etmektedir. Sn.İçli DSP'nin Genel Başkan Yardımcısıdır. Kendi Genel Başkanında yanlışlık veya eksiklik bulup bulmaması onun sorunudur. Ben parti üyesi falan değilim.Siyasette olan bir yakınım ve siyasetten bir beklentimde yok.Sadece son seçimde oyumu DSP ye verdim ve oyumun arkasında duruyorum.Bunun nedenlerini Sn.İçlinin forumunda defalarca açıkladım.Hükümet icraatinide sık sık eleştiririm.Bunu yine Sn.İçlinin formunda görebilirsiniz. Bu lüzumlu açıklamayı yaptıktan sonra gelelim konumuza.Bende sizin gibi bu günkü parçalanmış parlemento yapısından ve partilerdeki lider hakimiyetinden memnun değilim.Ancak sorunların nedenleri konusunda sizden farklı düşünüyorum. Önerdiğiniz sistemin bu sorunları çözemeyeceği gibi dahada azdıracağından endişeliyim.Bölünmenin kaynağı toplumumuzun
sosyolojik yapısı lider hakimiyetinin sebebi ise politika ile uğraşan insanlarımızın mücadele etme yerine liderin
arkasına saklanarak politika yapmayı tercih etmeleridir. Sizinle bu konuyu uzun uzadıya tartışabilirim ancak beni
bir art niyetle itham ettiğiniz sürece tartışmamız verimli olmaz.Benimde her yurttaş gibi oy verdiğim parti vardır.Ancak siyasal olayları yorumlarken bir parti fanatiği gibi davranmam. Bu benim bilimsel tarafsızlığıma gölge düşürür.Örneğin Hıncal Uluç koyu bir GS'lidir ama ben onun bir futbol kritiği olarak değerini bilirim.Haşmet Babaoğluda BJK'lı olmasına rağmen iyi bir futbol kritiğidir.Hemen hatırlatayım.Ben iyi bir FB taraftarıyım. Ben hem Nazım Hikmeti hem Necip Fazılı büyük bir zevk ile okurum.İnsanları tercihlerinden dolayı kategorize etmek onlara yapılmış bir haksızlıktır. Ben sadece sizin önerdiğiniz sistemi eleştirdim.Siyasi tercihleriniz veya niyetleriniz konusunda herhangi bir spekülasyon yapmadım.Sanıyorum aynı şeyi sizden beklemek hakkım.Zaten siyasi tercihimi saklamıyorumda. Daha öncede söylediğim gibi tartışmayı sürdürebilirsiniz. Ancak her iki tarafında konuya tarafsız yaklaştığını baştan kabul etmelisiniz. Bizim önerdiğimiz sistemi beğenmiyorsanız sizin tercihiniz  nedir diye sorabilirsiniz.Beni mutlu kılacak bir tercihim yok. Zaten olmasıda gerekmiyor.Hiç bir edebiyat eleştirmeninin romancı veya şair olması gerekmediği gibi. Umuyorum ki bu tartışmaların sonunda hem sizi hem beni mutlu edecek bir sistem üzerinde uzlaşabiliriz. Saygılarımla. 

Salı, 15.01.2002 09:22 nezaman 


Sn NEZAMAN

İnsanlar kulaklarından tutulup fırlatılacakları saati bile bilemiyorlar ise,parti içi çalışmaları neticesinde herhangi bir siyasi koltuğa bileklerinin zoru ile gelemiyeceklerini biliyor ve görüyorlar ise,otobüs otobüs doldurulan üç beşyüz kişilik bindirilmiş kıtalara parti genel merkezlerinde baskı oluşturarak aday tespiti yaptırılıyorsa,Genelbaşkanı eleştirenin, değil siyasi hayatı,evinde ekmeği bile kurutuluyorsa,ne kadar uğraşırsa uğraşsın Genelbaşkana veya o ilin milletvekiline RAĞMEN bir beldeye meclis üyesi adayı olamıyacaksa,insanlar neden particilik gibi yorucu bir işle uğraşsınlar?Enayi mi olsunlar.Şimdiki gibi kendilerini gizleyip gelene ağam gidene paşam demek daha akıllıca değil mi?TIPKI BİR MÜSTEMLEKE AHALİSİ GİBİ... AMA TABİİ BU DURUM DA KİREÇLENMEYİ ve ÇÜRÜMEYİ DOĞURUYOR.Çoğunluk sistemleri ABD, İNGİLTERE, FRANSA, ALMANYA, YUNANİSTAN, RUSYA, BULGARİSTAN vs.de uygulanmaktadır ve ancak bu sistem ile,insanlar kitle partileri içerisinde hedef ve çıkar birliği sağlayabildiklerinden BÖLÜNME İFADE EDEN HİSLERİNİ İZALE EDEBİLMEKTEDİRLER.Haa,iki turlu ile DSP mi tasfiye olur,CHP mi,DYP mi,ANAP mı,SP mi bilemem.Bu da benim işim değil.KOŞAMAYAN,HALKA YAKLAŞAMAYAN,YOLSUZLUĞA BULAŞAN,ÇABA GÖSTERMEYEN TASFİYE OLUR BÜYÜK ORANDA.Bu bir kesin gerçek.İşte bu gerçek PARTİLERİ DAHA DEMOKRATİK ve DİKKATLİ DAVRANMAYA,KALİTE ARAMAYA ZORLAR.Saygılarımla. 

Salı, 15.01.2002 10:59 atia 


Sn.atia

Sizin yazdıklarınızda benim sorularıma cevap bulamadım. Benim tezim Türkiyenin yarı feodal ve yarı ümmet bir toplum yapısına sahip olduğu idi.Ne söylemek istediğimi açıklamağa çalışayım. Güney Doğu'dan seçilen milletvekillerinin önemli bir kısmı aynı zamanda kürt aşiret reisleri.HADEP'e oy veren seçmenlerin önemli bir kısmı bu parti kürtçü olduğu için oy veriyorlar. Siz hiç FP'ye oy veren bir alevi yurttaş gördünüz mü? Aynı şekilde CHP ve DSP seçmeni arasında kaç tane türbanlı bayan vardır. Kürtlerin kaç tanesi MHP'ye oy
verir? Bu sorular çoğaltılabilir. Bu toplumumuzun milletleşme sürecinde hangi aşamada olduğunu gösterir.
Ben iki turlu seçim sisteminin hangi partiyi eleyeceği konusunda çok fazla endişeli değilim. Ancak seçim sisteminin temsilde adalet yönetimde istikrar diye özetleyebileceğimiz evrensel ilkeleri gözetmesi gerekir.
Parti disiplini meselesine gelince.Sn.Budak ve Sn.Pişkinsüt DSP'ye girmeden önce nasıl bir partiye girdiklerini bilmiyorlarmıydı? Sn.Somuncuoğlu MHP'yi tanımıyormuydu? Bence tatlıcının dükkanında turşu sattırmaması gayet doğal. Turşu satmak isteyenin dükkan açmasına bir manide yok. Nitekim Sn.Pişkinsüt kendi partisini kuruyor.Bir DSP seçmeni olarak Sn.Pişkinsüt ve Sn.Budak'ın ayrılmaları benim için bir sorun teşkil etmez çünkü ben zaten onlara bakıp oy vermemiştim. Gelelim şu IMF'nin dediğni yapmayacak olan milletvekillerine.Bazı şeyleri söylemek kolaydır ama yapmak zordur.IMF'nin dediğni yapmayacaksak aldığınız 40 milyar doları alacak başka bir adres bulmanız gerek.Yoksa doların bir gün içinde 10 milyon TL'ye ulaşıp tüm ekonominin bir kaosa girmesi işten bile değildir. Bu bir tür bekarın karı boşaması gibi bir şeydir. Bedel ödemeden cesur davranmak olmaz. Saygılarımla. 

Salı, 15.01.2002 16:22 nezaman 


Sn.Nezaman

Aynı düşünceye değişik çözüm yolu ..Nispi temsil ile mi uzlaşma sağlanır,uyum sağlanır,çoğunluk sistemi içerisinde biraraya gelmekle mi?Saydığınız partiler ve değişik dini düşünceler 1960 a kadar da vardı ama İKİ BÜYÜK KİTLE PARTİSİ CHP ve DP içerisinde yer bulmuş ,bu toplumun eşit fertleri olarak particilik yapıyorlardı.Doğuda hem CHP ye hem de DP ye tam da yarı yarıya oy veriliyor idi.Sonra ne oldu?1960 sonrasının NİSPİ TEMSİLİ SİSTEMİ geldi,ayrışma başladı,başkalaşma başladı.Eğer 1960 sonrası,nispi temsil sistemi yerine,iki turlu sistem ihdas edilse idi,yani kurucu meclis in hukukcuları EĞER 1958 öncesi FRANSA sında kalmamış,1958 den sonra getirilen Fransız yasalarını 1960 da okuyabilmiş olsalar idi,ülkemiz aşırılıklara maruz kalmaz idi.Siz yine de iyi düşünün sayın Nezaman.Bir de şu parti içi meselelere değinmişsiniz.Anladığım kadarı ile,TURŞUCU DÜKKANI İLE PARTİYİ aynı değerlendiriyorsunuz.PARTİLER BİR DÜŞÜNCE SİSTEMİNİN TOPLULUKLARI olmak gerekirken,çok doğru ifade ettiğiniz gibi,Genelbaşkanların TURŞUCU DÜKKANI halindedirler.Bir partide Genelbaşkanı tenkid etmek,değiştirmek istemek nasıl olur da talep edilemez ve o partinin hakimleri nasıl olur da buna sabredip tahammül gösteremez?Bu nasıl demokrasidir?Lutfen yanlış anlamayın ben Sema hanım veya Budak ıçin yazmıyorum bunları.Aynı eylem DYP de de oldu(M.Dülger).ANAP ta da oldu(E.Aşık).Bu da benim tezimi doğruluyor.SONUCU BELLİ SEÇİM Mİ OLUR?Selam ve saygılar. 

Salı, 15.01.2002 17:06 atia 


Sn.atia,

Sanıyorum şimdi doğru yoldayız.Siyasi sistem çoğunluk sisteminden nisbi temsil sistemine geçtiğimizde parçalanmağa başladı.Ama biz çoğunluk sistemini temsilde adaleti sağlayamadığı için terk ettik.Nisbi sistem ise istikrarlı hükümetler çıkarabilmemize mani oldu. Son 40 yılda çok şey değişti.Çoğunluk sisteminin artık aynı
sonuçları verebileceği şüpheli.Siyaset sahnemiz Sosyal Demokratlar(DSP+CHP), liberaller (ANAP+DYP), milliyetçiler (MHP), siyasi islamcılar(SP+AKP), ırkçılar(HADEP) olmak üzere kalıcı olarak bölündü.Şimdi çoğunluk sisteminin geri getirilmesi halk oyunun % 20-25'i gibi çok küçük çoğunluğu alan en büyük partinin tek başına iktidara gelmesi gibi gariplikler yaratabilir.İktidar olan parti veya koalisyonun halktan en az % 40-45 oy almış olması gerekir. Başka türlü iktidarın meşruiyeti tartışılmağa başlanır.Bu da başlı başına bir istikrarsızlık kaynağıdır. Turşucu benzetmem sadece siyasi partilerin kimliklerini berrak tutmak hakları olduğunu açıklamak içindi.Ülkemizde liderin hakim olduğu parti kurulabildiği gibi lideri rotasyon ile değişen parti de kurulabilir. Seçmen bunlardan hangisini beğenirse ona oy verir. Hiç oy vermediğimiz ve vermeyeceğimiz partinin demokratik olup olmadığını tartışmak biraz abestir.Mesela SP ve AKP' nin demokratik olup olmamalarına ben şahsen hiç ilgi duymam.Çünkü onlara oy vermeyi hiç bir zaman düşünmedim. Saygılarımla. 

Çarşamba, 16.01.2002 08:16 nezaman 


Sayın NEZAMAN

1960 öncesi seçim sistemi İL BAZINDA ÇOĞUNLUK ARIYORDU.Yani bir vilayette bir oy fazla alan parti o vilayetteki bütün milletvekilliklerini alıyor idi.Bu TEMSİLDE ADALETİ SAĞLAMADIĞI GİBİ ÇOK DA DEMOKRATİK DEĞİLDİ.İşte BENİM İKİ TURLU DAR BÖLGE ÖNERİM bu aralıkda yapılan yanlışın izalesi içindir.İL BAZINDA ÇOĞUNLUK YERİNE,ABD,İNGİLTERE,FRANSA gibi BİR MİLLETVEKİLLİK SEÇİM ÇEVRESİNDE İKİ TURDA ÇOĞUNLUK diyoruz.Yani bir vilayet tümü ile tek bir partinin temsilin e bırakılınca parti diktatoryası oluştu 1960 öncesi.Endişelerinizi belirttiğiniz parti ayrışmaları SEÇİM SİSTEMİ YÜRÜRLÜĞE GİRİNCE BİTER.KENDİLİĞİNDEN BİTER.HEM DE SEÇİMİN İKİNCİ TURUNDA..Birinci turda kime verirse versin,ikinci turda seçmen gidecek ve vicdanının sesini,kalan adayların yapısını ,kalitesini düşünerek oy verecek.Ve genelde bu toparlanma ILIMLI SAĞ ve ILIMLI SOL da olacak,çünkü HİÇ BİR AŞIRI,GİDİP EN ZIDDINA,KARŞITINA OY VERMEZ ve VERDİRMEZ.EN YAKIN RAKİBİNE,POTANSİYEL HASMINA DA VERDİRMEZ ve VERMEZ.Çok büyük bir ihtimaldir ki,bir bölgede ERBAKAN kökenli düşünce ile DSP finale kalsa,ANAP ın bir bölümü ile,CHP nin bir küçük bölümü Erbakan TALİBANINA,diğerleri DSP ye verir.Büyük ihtimalle MHP de sandığa gitmez.DYP serbest bırakır ama yine de TALİBAN a az verirler.ANAP la CHP kalsa,veya DSP CHP kalsa,veya DYP ANAP kalsa MHP ANAP kalsa gibi variasyonları araştırırsanız,seçmenin,MECLİS ten daha kolay ve kesin seçim uzlaşmaları sağlayacağını görürsünüz.Selamlar ve saygılar. NEDEN HAKİM NEZARETİNDE ÖNSEÇİMLERLE ADAY TESPİTi VE TEŞKİLATLARIN FESHİNİN ZORLAŞTIRILMASININ ZORUNLU OLMASINI ARIYORUZ:Çünkü böylelikle ,hiç de oy vermeyeceğimiz partide de,verdiğimiz partide de DEMOKRASİNİN EN BÜYÜK ERDEMİ,YANİ TENKİD VE REKABET RAHAT İŞLEMEYE BAŞLAYACAK.YARIŞ alabildiğine olacak.Bu da ÜLKE İDARECİLERİNİN BEYİNSEL ve BEDENSEL KİREÇLENMELERİNİ DEĞİŞİME TABİ TUTACAK.Oy verdiğimiz partide de vermediğizde de PUTLAŞTIRILMIŞ PARTİ BAŞKANLARI YARATILAMAYACAK.Değişim sağlanacak.Bundan hepimiz ,bu ülkenin insanları yararlanacağız.Aynı partinin içinde bile YARIŞ OLACAĞI İÇİN, YOLSUZLUKLARIN MURAKEBESİ DAHA PARTİNİN İÇİNDEKİ TENKİD VE İFŞA İLE ÇOK DAHA KOLAY OLACAK.Genelbaşkan yalakalığı yerini seviyeli bir parti içi saygıya bırakacak. Genelbaşkanlar kararlarını evlerinde aile efradı ile değil,parti üyelerinin ortak katılımı ile almaya daha dikkat etmek zorunda kalacaklar.Milletvekilleri parti başkanlarına yöneltilen tenkidler için ortaya fırlayıp fiziki kavgaya tutuşarak ve de yan gözle acaba genelbaşkan kendini izliyor mu diye bakarak eyleme geçmek yerine fikir üreterek değerlerini ispata uğraşacaklar.Tabii bu yazdıklarımı eğer mevcut bir Milletvekili okuyorsa ,korkudan tüyleri diken diken olabilir,çünkü HESAP GÜNÜ gelir.Ama BİZLER,SADE VATANDAŞ KAZANIRIZ.ÜLKE KAZANIR. Bir siyasi partiye girmiş her kişinin TEORİK OLARAK GENELBAŞKAN bile olma hakkı vardır.PARTİ HERKESİNDİR.Aksi halde tüzüğünüze Genel idare kurulu ve Genelbaşkan adaylığı için DEĞİŞTİRİLEMEZ ibaresi koymalısınız ki,daha partiye girerken herkes bilsin.Tabii DSP liler olarak işiniz zor.Kabul ediyorum.Aşağısı sakal,yukarısı bıyık.İlk seçimde artık sakal mı kalır bıyık mı bilinmez.Mail Büyükerman da genelbaşkan takdiri idi de..Selam ve saygılar. 

Çarşamba, 16.01.2002 09:30 atia 


ÖZETLERSEK

Sayın atia,her iki seçim forumunu uzun zamandır izliyorum.Yazmayan ve fakat izleyen başka arkadaşlar da biliyorum.Siz Fransız sisteminden ısrarla bahsedince,ben de sayın vgizli gibi araştırdım ve haklı olduğunuza karar verdim.Anladığım kadarı ile özetlersek,yarı başkanlık ve parlamenter sistemi iki turlu dar bölge ile halk denetimine sunmayı ve böylece ,seçilken temsilcilerin kullanılan oyların yüzde ellisinden fazlasını alarak seçilmelerini ,dolayısı ile güçlü ve seçmene sorumlu temsilciler gönderilmesini öneriyorsunuz.Bu durumda yolsuzlukların ,kabiliyetsizliklerin, nispi bölünmenin getirdiği düşmanlıkların, yani oligarşinin bitmese bile çok aza ineceğini söylüyorsunuz.Katılıyorum.Saygılarımla. 

Perşembe, 17.01.2002 10:29 aralp 


Sayın Aralp

Desteğinize kendi adıma teşekkür ederim. Mesajınızda en çok 'araştırdım ve haklı olduğunuza karar verdim' kısmını sevdim. Dediğiniz gibi takip eden ama yazmayan pek çok arkadaş var. Büyük bir kısmı araştırmadan, kabullenerek ya karşı çıkıyor yada destekliyor. Başkanlık veya yarı başkanlık konularını ayrıca tartışırız. Dar bölge hakkında işin özünü kavramışsınız, halk denetimi. Değinmediğiniz önemli bir nokta ise, milletvekili adaylarının genel başkan değil, partililer tarafından hakim gözetiminde seçilebilmesi. Ülkede demokrasi, parti içi demokrasinin çalışması ile ve milletvekillerinin seçmene hesap vermesi ile sağlanır. Saygılarımla. 

Perşembe, 17.01.2002 17:06 vgizli


BU İŞİ BAŞARABİLİRİZ ..

Arkadaşlar, göle attığımız taş hale hale dalgalar yayıyor.Eğer taş atmaya devam edersek ,umursamazlığı ,bıkkınlığı,''bizden bir şey olmaz'' teslimiyetçiliğini elbirliği ile aşabiliriz inşaallah.En azından,Ankara da bu konularda ahkam kesen cinfikirli kaptıkaçtı takımı,dillerinin altındaki baklanın ne hesaplarla ıslandığını bildiğimizi bilirler ve DEMOKRASİ HAVARİSİ POZLARI İLE söylediklerine dikkat ederler belki.Herkese selamlar ve saygılar. 

Cuma, 18.01.2002 08:37 atia 


Sn.İÇLİ,Sn.Nezaman ı görürseniz,selam

Sayın Nezaman bizimle seçim konusunu tartışacaktı ama,sayın Tayfun İçli ye gollük paslar hazırlamayı(!!!) daha çok önemsiyor olacak ki,FAKİRİN EKMEĞİ UMUT forumuna takılıyor.Tayfun Bey in dara düştükce bize siyasi pozisyonunu hatırlatmasına olanak sağlıyor.TEKRAR SORUYORUM: ABD de yetmişikibuçuk etnik grup yok mu?DAR BÖLGE TEK TURLU ÇOĞUNLUK SİSTEMİ İLE KUZU KUZU İDARE EDİYORLAR.İNGİLTERE DE,İSPANYA DA ,FRANSA da,TÜRK AZINLIĞIN CİDDİ SAYILARDA YAŞADIĞI YUNANİSTAN DA,BULGARİSTAN DA,RUSYA DA..Sayın İçli,geçen seçimlerde sizin partinize toplanan UMUT şimdi başka bilinmedik deneme tahtalarına kayacak.Yeni MAİL BÜYÜKERMAN lar seçilecek.Yazık değil mi bu Milletin zamanına .Neden hareket etmiyorsunuz?Biraz garip değil mi,sizin,iktidar partisi genelbaşkan yardımcısının muhalefete soyunup,şunu yapmak gerek,bunu yapmak gerek diye ahkam kesmesi?Diyeceksiniz ki:Biz tek başımıza iktidar olsa idik..Biz de diyoruz ki,değiştirin seçim sistemini,tek başına iktidarlar gelsin ..Ama ,Genelbaşkanın takdirine mazhar olmuş MAİL BEY ler değil,seçmenin TERCİHİNİ ALMIŞ YETKİN ADAMLAR SEÇİLSİN.Selamlar sayın Nezaman,sayın İçli. 

Pazartesi, 21.01.2002 15:34 atia 


Risklidir o işler

Sayın Atia, seçmenin tercihini almak falan, o işlerle uğraşmak risklidir. Ya aksi bir karar çıkarsa. Ya partinin il teşkilatı 10 bin oyu olan ağayı yada partiye küçücük(!) maddi desteği olan işadamın(?) yazmassa listeye. E seçim kampanyası sırasında genel başkan kimin uçağını kullanacak. Biliyorsunuz masraflı işler bu seçim, kampanya vs. işleri. 

Pazartesi, 21.01.2002 16:20 vgizli 


Buradayım !

Sn.atia, bu günkü yorumumma başlamadan size biraz da fıkraya benzeyen bir anekdot anlatmak istiyorum. Vaktiyle Ankarada oturan biri ülkede en iyi tavlayı oynadığı iddiasında imiş. Kendisine Balatlı Mişon'un daha iyi tavla oynadığı söylenmiş.Rakipsiz kalmak isteyen bu Ankaralı yurttaşımız tavlasını koltuğunun altına aldığı gibi İstanbul'un yolunu tutmuş.Mişonu Balatta bir kahvehanede tavla oynarken bulmuş. Herkes merak ile tavla maçına başlamalarını beklerken Ankaralı vatandaş tavlayı açıp içine sebai-dü koymuş ve Mişona oyna bakalım demiş. Mişon oynamış.Ankaralı vatandaş tavlayı kapatıp kapıya yönelmiş. Neden gittiğini söyleyenlere ben sebai-dü'yü böyle oynayan biri ile tavla oynamam demiş.Gelelim kıssadan hisseye ben tavlanın en iyisi
olduğum iddiasında değilim ama herkes ile tavla oynamam.Asgari centilmenlik kurallarına uyulmasını beklerim.
Gelelim Sn.İçli ile ilişkilendirilmeme.Sn.İçli DSP'nin Genel Başkan Yardımcısıdır.Benim DSP ile ilgim oy vermekten öteye geçmemiştir.Sn.İçli'nin söyledikleri DSP görüşleridir.Benim söylediklerim sadece benim görüşlerimdir ve beni bağlar.DSP çok disiplinli bir partidir. Görüşlerinin parti üyesi bile olmayan biri tarafından dile getirilmesine asla tahammül edemez.Bende böyle bir davranışı pek ahlaki bulmam.Ben Aziz Nesinin o meşhur deyimi ile "Kağnı gölgesinde yürüyüp kendi gölgesi zanneden it" ZÜBÜK değilim. Yukarıda  öngördüğüm üslup içerisinde sizinle zaman buldukça tartışmağa devam edeceğim. Saygılarımla. 

Salı, 22.01.2002 08:48 nezaman 


SAYIN Nezaman,

Konumuz İKİ TURLU DAR BÖLGELİ SEÇİMLERLE ADAY TESPİTLERİNİN HAKİM NEZARETİNDE HER PARTİ İÇİN ZORUNLU ve DEĞİŞTİRİLEMEZ ŞEKİLDE PARTİ ÜYELERİ veya,SEÇMENLER,veya DELEGELER tarafından yapılabilmesi ile DEMOKRATİK değişimin,kalitenin,iktidar bütünlüğünün,seçmen murakabesinin sağlanması iken,üzülerek belirteyim ki,konu dışı bir MİŞON-BALAT misali ile bizi karşı karşıya bırakıp gitmişsiniz.Alınganlığınıza sebep oldu isek,kusura bakmayın.Yok bizi rakip dahi göremiyecek bir OLAĞANDIŞI BİLGİ ,KÜLTÜR,SİYASET TECRÜBESİ BİRİKİMİ SAHİBİ İSENİZ ne yapalım,biz de birbirimizle oynarız tavlayı.Haa ,bazı aşırı hırslı iddia sahibi tavlacıların da zaman zaman SİZİN MİSALİNİZDEKİ KADAR HOYRATCA KENDİ İSTEDİĞİ ZARI GÖSTERİP ŞUNU OYNA BAKALIM deyip,HEM HAKİM HEM SAVCI POZUNA GİRMELERİ DE İNSAN DOĞASININ ÇEŞİTLİLİKLERİNDENDİR.Zaten biz de O Ankara dan gelip karşımıza çıkan ve ŞU BENİM SÖYLEDİĞİM ZARI OYNA diye tutturanların değiştirilebilmelerini,BİRİLERİNİN YERLEŞTİRDİĞİ ZARI DEĞİL HALKIN DÜRÜSTÇE SALLAYIP ATTIĞI ZARI ARIYORUZ. Selam ve saygılar. 

Salı, 22.01.2002 09:25 atia 


Sn.atia,

Beni yanlış anlamağa devam ediyorsunuz.Ben alçak gönüllü ve bilimsel şüpheciliğe sahip bir insanım.Kendi düşüncelerimi  bile zaman zaman sorgulamaktan çekinmem.Seçim sistemi ve aday tesbiti konusundaki düşüncelerinize tam olarak katıldığımı söyleyemem.Görüşlerinizi sorgulamağa devam edeceğim.Bu günlük malesef buna vaktim yok. Saygılarımla. 

Salı, 22.01.2002 10:11 nezaman 


Alçakgönüllü dostumuz Nezaman

O kadar alçakgönüllüsünüz ki umutlarınız yeşerirken yazdığınız yazılarda fikirlerinizi SADE VATANDAŞIN anlayamayacağını belirmiştiniz. Siyaseti bilimsel düşündüğünüze göre eğitiminizi veya siyasi geçmişinizi yazıp bizi aydınlatın lütfen. Nede olsa ben teknik eğitim aldım. Sizin kadar bilemiyor olabilirim.

Salı, 22.01.2002 11:23 bay__e 


Sn. bay e

Sizin merakınız tasnifçilik ve arşivcilik.Siz benim tahsilimi ne yapacaksınız? Farzedin ümmiyim.Geçmişimde yok.
Asıl olan söylediklerimdir.Onlar üzerinde neden durmuyorsunuz? Süte beyaz diyenin arap olması önemli mi?
Saygılarımla. 

Salı, 22.01.2002 12:16 nezaman 


DARILMACA KIRILMACA OLMASIN

Sayın Nezaman,darılmaca kırılmaca olmasın ama, bana yazdığınız cevaplarda somut seçim sistemi konularına rastlayamıyorum.Mesela MAİL BEY i kim tespit etti aday olarak?
AYRICA DEMİŞSİNİZ Kİ: Ben sizi yanlış anlamaya devam ediyormuşum..
CEVAP: Zat-ı aliniz kendinizi yanlış anlatmaya devam ediyor olmayasınız?
DİYORSUNUZ Kİ: Kendi düşüncelerimi bile..
CEVAP: Sizin düşüncelerinizi BİLE değil,öncelikle sorgulamanız gerekir.Yoksa siz kendinizi yanılabilecek son insan olarak mı görüyorsunuz?
İşte bütün bu cevap tarzı,sizi sayın Tayfun İçli nin gereğinden fazla etki altına!!! almış olduğunu gösteriyor.Üslup o nun üslubu.Bu kafa ile kaldı iki seneniz. Tabii ki bir Anayasa çıkarıp,mevcut iktidar bıkana kadar değiştirilemez demezseniz..Sonra gelsin yeni umutlar.Yeni umutların yeni IMF leri...
Selam ve saygılar.

Salı, 22.01.2002 14:48 atia 


Sn.atia,

Düzeltici önerileri ortaya koymadan önce bu günkü sistemden şikayetlerimizi ortaya koymamız gerek.Toplumun önemli bir kesiminin şikayetlerini şöyle özetleyebiliriz:
1-Milletvekillerinin ortalama kalitesi toplumun arzuladığından daha düşük.
2-Milletvekilleri liderlerden bağımsız davranamıyorlar.Partilere ve meclise liderler hakim.Liderler kendi yakınlarını aday gösterip milletvekili seçtiriyorlar. Sonuçta milletvekilliği parmak kaldırmaktan ibaret kalıyor.
3-Meclis aritmatiği gereğinden fazla parçalanmış.Tek parti iktidarı çıkarmıyor.Çok partili koalisyonlar kurulmak zorunda kalınıyor.Bu tür hükümetler istikrarsız oluyor.Partiler arası çekişmeler popülist uygulamaları gündeme getiriyor.Bunun sonucu ekonomik istikrarsızlık ve krizler ortaya çıkıyor.
Öyle bir sistem önerelim ki milletvekili kalitesi yükselsin. Milletvekilleri liderlerin kuklası olmaktan çıksın.Meclis
aritmatiği tek parti iktidarı çıkarabilsin.Bütün bunları yaparken halkın siyasi eğilimlerini çarpıtmadan meclise yansıtabilelim.Bunu yapmak için;

- Aday tesbit yönteminin daha demokratik hale getirilmesi
- Seçim sisteminin bütünleştirici olması gerekmektedir.Bu konuda yapılabilecekleri ve muhtemel sonuçlarını tartışmağa devam edeceğim. Önce milletvekili adaylarının tespit yöntemi ile işe başlayalım.Bu günkü uygulamada adaylar Genel Merkez yoklaması ile seçilmektedirler.Yani Genel Başkan istediğini milletvekili adayı yapmaktadır.Bunun yerine parti yetkili kurullarının göstereceği adaylar arasından o seçim bölgesindeki kayıtlı tüm parti üyelerinin katılacağı bir seçim yapılmalıdır.Bu seçim hakim denetiminde olmalıdır.O seçim bölgesinde kaç milletvekilliği varsa o kadar aday tesbit edilmelidir. Böyle bir sistem bu günküne göre daha demokratik olacaktır. Parti lideri her istediğini aday gösteremeyecektir.Parti üyeleri ile adaylar arasındaki diyalog gelişecektir. Daha kaliteli ve temsil kabiliyeti yüksek adaylar tesbit edilecektir. Milletvekilleri kendilerini Genel Başkanın değil, partinin milletvekilleri hissedeceklerdir.Genel Başkanların milletvekilleri üzerindeki denetimleri azalacaktır. Tek mahzuru parti disiplininin bir miktar azalması olacaktır.Bunada partilerin artık alışmaları gerekir.
Şimdilik bu kadar. Saygılarımla. 

Perşembe, 24.01.2002 08:19 nezaman 


ARIZANIN SEBEBİNDE ANLAŞTIK

Belirttiğiniz seçim arızalarında hiç bir tespit ayrılığımız yok.Bu maddelere bir de Milletvekili dokunulmazlığı konusunu ekleyebiliriz.İşte şimdi çözüm önerilerinizi belirtirseniz, ülkemiz için iyi bir şeyler aramaya devam edebiliriz.Selam ve saygılarımla. 

Perşembe, 24.01.2002 08:21 atia 


ADAY TESPİTLERİ ÜZERİNE,Sn.Nezaman a

Aday tespitleri konusundaki teşhis ve önerilerinize katılıyorum.Aday tespitleri hakim nezaretinde yapılmalı ve yasal bir gerekçe yoksa (aday ın nitelikleri,sayım döküm hataları vs.gibi) hiç kimse tarafından değiştirilememelidir.Ayrıca,bu işlem her parti için zorunlu olmalıdır.Partiler dilerse .. gibi bir ek ibare olmamalıdır.Parti merkezlerinin hakimiyeti zayıflar mı?Bana göre pek zayıflamaz ama daha dikkatli ve demokratik davranmak zorunda kalınır.Genel seçimlere kadar geçen süreler içerisinde genel merkezlerin teşkilatları denetlemesi her zaman mümkündür.Ama teşkilat fesihlerinin de keyfi yapılması pek tabii ki önlenmeli,bazı esaslara bağlanmalıdır.Aday tespitlerinin partiye kayıtlı tüm üyeler tarafından yapılması güzel bir uygulama olur,ayrıca partiler canlılık kazanırlar her zaman.Bildiğiniz gibi,bu işlem için değişik variasyonlar da vardır.Delegeler tarafından iki misli sayıda aday tespiti ile baraj kısıtlaması olmaksızın tercih vs.Gibi.Ama parti fikrini aşındırmamak ve diri tutmak için üyelerin aday tespiti yapmalarını kabul etmek mümkündür.Buraya kadar da hemfikiriz.Tabiidir ki,ileride önereceğiniz SEÇİM VE PARTİLER YASASI ,şimdi hemfikir kaldığımız aday tespit yönteminde yeniden değişiklik yapmamıza yol açabilecektir.(Daha önceki kısa yazımı,sizin son önerinizi okumadan yazdığım için,şimdiki cevabı bulamamıştınız.Sanıyorum bir data hattı gecikmesi oldu.)Selam ve saygılarımla . 

Perşembe, 24.01.2002 14:47 atia 


Dikkatle takip ediyorum

Bu sistem konusu nerede bağlanacak,çok dikkatle takip ediyorum.Selamlar. 

Cuma, 25.01.2002 13:27 toros 


Sn.atia,

Gelelim dar bölge iki turlu seçim sisteminden benim ne anladığıma.Türkiye milletvekili sayısı kadar seçim çevresine ayrılacak(550 adet seçim çevresi). Her çevreden bir milletvekili çıkacak.İlk tur seçimde o çevrede kullanılan oyların % 50'sinden fazlasını alan parti veya bağımsız o milletvekilliğini kazanmış olacak.Eğer ilk turda kimse % 50 veye daha fazlası oy alamamışsa ikinci tur yapılacak. İkinci tur seçime Türkiye çapında % 10 barajını aşan partiler girebilecek. Her seçim çevresinde en çok oy alan iki parti arasında ikinci tur yapılacak .İkinci turda en çok oyu alan parti o milletvekilliğini kazanmış olacak.Sistemi böyle tarif ettikten sonra gelelim muhtemel sonuçlarına. Böyle bir sistemi Nisan 1999 seçimlerine uygularsak yine aynı partiler yani DSP, MHP, ANAP, DYP, FP ikinci tura kalacakladı.İkinci turda ise Güney Doğuda FP ile ANAP veya DYP, Batıdaki kentlerde DSP ile ANAP, Batıdaki Köylerde MHP ile DYP, Orta Anadoluda MHP ile FP, Karadenizde ANAP ile DSP, ve nihayet Akdeniz Bölgesinde DYP ile FP yarışacaktı. Yarışların galiplerimi Güney Doğuda FP, İç Anadoluda MHP, Batıda ve şehirlerde yer yer ANAP ve MHP, Köylerde DYP, Karadenizde ANAP, Akdenizde DYP olacaktı. Bu günkü duruma göre DSP ve ANAP biraz küçülmüş MHP,DYP, ve FP biraz büyümüş olacaktı.Mecliste yine 5 parti olacak yine en az üç partinin koalisyonu gerekecekti.Başbakan Sn.Devlet Bahçeli olacaktı. Yukarıdaki korelasyondada görüleceği gibi önerdiğiniz sistem sorunu çözmüyor.Nedeni ise ülkemizdeki partilerin güçleri bölgesel olmağa başlamıştır.Şöyleki: DSP Batıdaki şehirler ve Trakya MHP Orta Anadolu ANAP Batıdaki şehirler ve Karadeniz FP Güney Doğu Anadolu ve İç Anadolu Bölgesi CHP Batıdaki şehirler ve Alevi nüfusun bulunduğu iller HADEP Güney Doğu Anadolu Bölgesi Bu partilerimizin güçlü olduğu yörelerdir.İki turlu sistemin bu şekilde parti güçlerinin bölgeselleştiği durumlarda etkinliğini kaybettiği bir gerçektir.Örneğin DSP'nin Türkiye ortalaması % 22 dir. Bu oyun Batıdaki şehirlerde % 35-40 yükseldiği Doğu ve Güney Doğuda % 3-5 lere düştüğü görülür. Aynı şekilde HADEP Güney Doğuda % 40-50 oy alırken Batıdaki oyu % 2-3'ü geçmez.Batıdaki kentlerde FP oyu azdır.Köyler DYP'nin kalesidir ANAP oyuna rastlanmaz özellikle Batıda. Şimdi ikinci turda oyların kimden kime kayacağı meselesine.
Güney Doğudaki HADEP oyları kesinlikle FP'ye kayacaktır.Bu yöre halkının önemli bir kısmı kendini milletten çok ümmet saymaktadır.Böylece Güney Doğuyu silme FP götürecektir. Diğer bölgelerde ise ikinci tura kalacak partiler sağ - sol ekseninde ise tüm sağ oylar sağ partiye gidecektir. İstanbul ve Ankara Belediye Başkanlığı seçimleri bunun bir provasıdır.Her iki ildede FP ile bir sol partinin DSP veya CHP'nin yarıştığı belli iken sağ oylar FP adaylarında birleşmiştir. Türkiyenin defalarca denenmiş bir gerçeği vardır.Eğer seçim sağ ve sol arasında yapılıyorsa sağ seçmen sağ partide birleşiyor.Bu şu demektir.Sol bir partinin ikinci turda çok fazla şansı yoktur.Böylece solun meclisteki milletvekili sayısı ilk turda aldığı oy yüzdesinin çok altında olacaktır. İkinci turda kazanma şansı olmadığını düşünen sol seçmen kendine en yakın sağ partiye yani ANAP veya DYP'ye oy  verecektir. Bu partilerde bu bölgelerde sola yakın adaylara yer vereceklerdir.Seçimlerde partilerden çok adaylar öne çıkacaktır. Türkiye genelinde sol zayıflarken ANAP,MHP, ve FP güçlenecektir ama yine tek parti iktidarı çıkmayacaktır.Sistemi bu şekilde koyduktan sonra gelelim olumsuz sonuçlarını tartışmaya.Bir defa adaylar yerel olacağı için seçimlerde milli siyasetler değil adayların kişilikleri ve yerel sorunlar öne çıkacaktır. Partiler arası yerel ittifaklar oluşacaktır.Ülke çapında millileşme, kaynaşma yerine yerelleşme öne  çıkacaktır. Parti disiplini zayıflayacak liderler milletvekillerine söz geçiremez hale gelecektir.Yertel çıkarlar ile çelişen önemli yasalar çıkarılamaz hale gelecektir.Sn.atia görüldüğü üzere sizin ve Sn.vgizlinin her derde deva gibi savunduğunuz sistem sorunu çözmeyecektir.Sorunun cevabını bende bilmiyorum ama sizin önerdiğinizin bir cevap olmadığını biliyorum.Zaten cevap kolay olsaydı biri şimdiye kadar bulmuş oldu. Bir çözüm olarak TÜSİAD'ın karma bir sistem önerdiğini duydum.Eğer doğru anlamışsam onlar milletvekillerinin bir kısmının sizin önerdiğiniz gibi dar bölge iki turlu sistemle kalanınında bu günkü nisbi temsil sistemi ile seçilmesini öneriyorlar. Bir şeyler yapılması gerektiği ortada ancak somut olarak neyin bir iyileştirme olduğu konusunda mutabık değiliz.
Herşeyi artısı ve eksisi ile birlikte değerlendirmeliyiz. Ben anayasa ve seçim sistemlerinin sık sık ters yüz edilmesine karşıyım çünkü her yasanın bir öğrenilme süresi var.Halk buna alışıyor ve mahzurlarını ortadan kaldıracak tutum ve tavırları alıyor.Tam bir sisteme alışmışken siz yeni bir sistem getirirseniz şaşırıp kalıyor.
Değişiklıkler yavaş yavaş ve evrimci bir anlayışla yapılmalıdır.Oyları çok sayıda partiye dağıtan halkımızdır.
Bu parçalamayı seçim sistemi ile düzeltmek yerine halkın yaptığı yanlışı anlayıp bütünleşmeyi sandıkta sağlamasını beklemeliyiz.Çünkü parçalanma sonucu ortaya çıkan istikrarsızlığın bedelini kendisi ödemektedir. Türkiyede üç ana siyasi akım vardır.Bunlar Sosyal Demokratlar, Liberal Sağcılar, ve Politik İslamcılardır. Türkiye eninde sonunda Sosyal Demokratlar ile Liberal Sağcıların nöbetleşe ülkeyi yönettiği iki partili sisteme gelecektir. Halkımızın bunu kendi deneyimleri ile bulma sürecine müdahale etmeyelim. Sistem kötü olsa bile bilinçli bir seçmen kitlesi neyi seçeceğini bilir. Benim söylemek istediklerim bunlar.Ben haklıyım demek yerine
benim işaret ettiğim somut konuları tartışırsak daha kolay sonuca ulaşırız. Saygılarımla. 

Cumartesi, 26.01.2002 11:03 nezaman 


Sayın NEZAMAN

Demokrasi ,hürriyetler,ülke bütünlüğü ve esenliği,ekonomik istikrar ile seçim sisteminin ve buna bağlı olarak siyasi partiler yasasının çok hayati etkileşimi olduğunu kabul ediyoruz her ikimiz de.Bu konuyu ciddiye aldığınızı da dikkatli va tafsilatlı yazınızdan anlıyorum,saygı duyuyorum.Tespitlerinizi ve tahminlerinizi kağıda aldım.Dikkatle ve satır satır inceleyip görüş bildirebilmem için,bu akşam çalışacağım.Selam ve saygılarımla. 

Pazartesi, 28.01.2002 09:41 atia 


Sn.NEZAMAN

Gayet tafsilatlı analizler ve tespitler yaptınız.Ülkemiz sorunları için vakit ayırmamız gerekiyor.Sokaklarda cam çerçeve kırarak bu işler hallolmayacağına göre,işte bizim yaptığımız gibi sabırla fikirlerimizi savunmak en medeni yurttaşlık görevi olmakta. Sayın Nezaman,tespitlerinizi ,endişelerinizi ve görüşlerinizi dün akşam uzun uzun inceledim.Eğer doğru anlamış isem,ÜLKE BÜTÜNLÜĞÜ,ATATÜRK ÜN KURDUĞU CUMHURİYET İN TARTIŞMASIZ YAŞATILMASI,SİYASİ ve BUNA BAĞLI OLARAK EKONOMİK İSTİKRAR, ÜLKEMİZİN DÜNYADA DAHA DA GÜÇLÜ BİR KONUMDA OLMASI ,HÜR BASIN,HÜR MİLLET,BAĞIMSIZ ADALET,TARTIŞMASIZ UYGULANAN YASALARIN HAKİM OLDUĞU HUKUK DEVLETİ..Bu konularda şüphesiz hemfikiriz sanıyorum.Bu sıraladıklarımın altında başka bazı detaylar var ki, bu detaylarda hepimizin değişik talep ve düşünceleri olabilmesi,bundan dolayı da ayrı partilerde veya şimdi olduğu gibi, aynı düşüncenin ayrılmış partilerinde bulunmamız mümkündür.ANAP-DYP-DTP- arasında ne kadar fark var?Hatta bu diziye DSP yi de dahil etmek mümkündür.Hatta bu gidişle,törpülenmiş MHP yi de..Hatta CHP bile şimdilerde liberal-muhafazakar söylemler kullanmaya başlamadı mı?Bütün bu partilerimizin BİZ SOLCUYUZ veya BİZ SAĞCIYIZ demeleri dışında ve kendi ARKADAŞ GRUPLARINA SAHİP ÇIKMALARI DIŞINDA NE GİBİ HÜKÜMET ETME FARKLARI VAR Kİ? Ne Sosyalist entornasyonal ne Bilderberg,ne de konservatif partiler birliği gündemde artık dünyada.Bu tabii ki başka bir forum konusu. Ben tabii ki,bir parti taraftarından veya idarecisinden kendisini ve varlık sebebiniinkar etmesini bekleme hakkını kendimde bulmam.Hayır ,bizim parti farklı,şu sebeplerden.. Diye savunmaya ve varlık sebeplerinizi muhafazaya çalışmaya yerden göğe kadar haklısınız. Şimdi gelelim tespit ve tahminlerinize:
Bir kere ,tespitlerinizi hiç çek etmeden doğru kabul etsek bile,SEFİL BİR BÖLÜNMELER SİLSİLESİNE YOL AÇMIŞ MEVCUT SEÇİM VE PARTİLER SİSTEMİNİN NETİCESİ OLAN 1999 SEÇİMLERİNİ BAZ ALARAK DOĞRU NETİCELER ÇIKARILAMAZ.Kaldı ki,bu sefil sistem önümüzdeki seçimlere DAHA DA HAZİN TABLOLAR ÇIKARACAK ve şimdi bu feryatlarımızı kulak ardı eden MİLLETVEKİLLERİMİZ bakalım hangi koltuğa hangi nahiyeleri ile oturacaklar göreceğiz.
Sayın Nezaman, yapageldiğiniz analizleri,İKİ TURLU DAR BÖLGELİ seçimler olsa idi 1950 den başlayarak her seçime tatbik etmek gerekir.Ayrıca,sistemin toparlayıcılığını da gözetmek gerekir.İki turlu ile ve en önemlisi aday tespitlerinin halka veya delegelere vs.bırakılması ile öncelikle parti parçalanmaları önlenecektir. Ayrıca,ilanihaye iktidarda kalmak da mümkün değildir.Şu seçime göre seçilen filan parti bir dahaki seçimde gerilemeyecek mi?Böyle bir faraziyeyi kabul edemeyiz.Bizim Milletin sağcısı sağa hep verir ,solcusu sola hep verir,aç da kalsa,sefil de olsa yine de pertisini terketmez.. Gibi bir iddiayı MİLLETİMİZ İÇİN HAKSIZLIK SAYARIM.Eğer biz böyle bir toplum isek,bu devleti ayakta tutmak zorlaşır.Bu iddiayı kabul etmiyorum.
Sayın Nezaman, ULUSAL TÜRK DEVLETİNİN BÜYÜK ATATÜRK TARAFINDAN TARİF EDİLMİŞ KURULUŞ VE YAŞAYIŞ GEREKÇE VE ŞARTLARINA KARŞI ÇIKAN VE BU KARŞI ÇIKIŞLARINI DAHA FAZLA ÖZGÜRLÜK VEYA DAHA FAZLA KİŞİSEL HAK VE HÜRRİYETLER TALEBİ ARDINA GİZLEYENLER VAR.Tabii ki olacak.Bunu yadırgamıyorum.Büyük Atatürk ün yanında yer almış Doğu lu vatandaşlarımız olduğu gibi O na başkaldırmış olanlar da vardı.Keza, ATATÜRK'e ARKA ÇIKAN MÜFTÜLER OLDUĞU GİBİ,BAŞINI İSTEYENLER DE VARDI.O gün O na karşı çıkmış olanların torunlarından bazılarının hala aynı hıyanete devam etmelerini yadırgamıyorum.Hatta,işte bu iki turlu sistemi öneriş sebeplerinden biri de bu konudur.Büyük kitle partileri içerisinde uzlaşıp anlaşsın taraflar. Mezhepsel, dinsel ve etnik düşüncelerini HÜCRE PSİKOLOJİSİ İLE ayrı partilerde beyinleri yıkanarak KESKİNLEŞTİRMEDEN büyük kitle partileri içerisinde buluşmayı uzlaşmayı denemeliyiz.Denemeliler.Yok arkadaş,bu dediğin bizde olmaz Diyorsanız,TÜRKİYE ÜMİTSİZ BİR VAK A DIR.Ki ben böyle düşünmüyorum. O zaman, YA NİSPİ TEMSİLİN BARAJSIZ ve HATTA İTTİFAKLI HALİNE SÜRÜKLEYECEKSİNİZ ÜLKEYİ ve DARMADAĞIN EDİP YUGOSLAVYA YA ÇEVİRECEKSİNİZ, YA DA SURİYE GİBİ DIŞA KAPALI VE KORKULARINIZLA YAŞAYACAKSINIZ.Başarısızlığı gün gibi aşikar bir sistemi nasıl olur da muhafaza etmek isteriz?HALKIMIZ OYLARI DAĞITTI,BÖYLE İSTEDİ.. Gibi bir izah tarzı da yanlış ve halkımıza haksızlıktır.Tıpkı,HALKIMIZ KOALİSYONLARI UYGUN GÖRDÜ demenin yanlışlığı ve alaycılığı gibi.Ne denirse denilsin Halkımız oyları dağıtmadı,bencil parti idarecileri,sefil partiler yasasının ve seçim yasasının kendilerine sağladığı antidemokratik ve oligarşik güçten hız alarak, kendilerini tenkid eden ,yanlış gördükleri tavırları ifade eden arkadaşlarını hiç tereddüt etmeden partilerinden KOVDULAR VE KOVUYORLAR.Bu işi CHP ,DYP,DSP,MHP,FP çekinmeden yaptılar ve yapıyorlar. Çoğunluk sistemi baskısı olsa,yapabilirler mi?Taraflar uzlaşı ararlar kendi aralarında,çünkü pabuç pahalı gelir. Bu işlemi yaparken neye güveniyorlar?Sizin endişe olarak ifade ettiğiniz ama parti idarecilerinin avantaj olarak kullandıkları bir şeye:İNSANLARIN PARTİLERİNİ HİÇ BİR ZAMAN TERKETMEYECEKLERİ VARSANISINA.Sonra bir bakıyorlar ki,partileri ufalanmış.Neden? İki sebepten:1-Tenkid eden ve kovulan adamın arkasında da belirli bir kitle ,yapılan tenkide hak veren bir kitle toplanıyor, 2-Yapılan tenkide kulak asılmadığı için,parti kendini ve hareketlerini düzeltemiyor ve oy kaybediyor. Aynı partinin içerisinde birbirine sabredemeyen insanlar doğuran bir sistemin devamını istemek için insanın DEVLET KARŞITI OLMASI veya HADDİNDEN ÇOK FAZLA BENCİL ya da az AKILLI OLMASI gerekir. Bu gün ,endişelerinize cevap verebildiğimi sanıyorum. Selam ve saygılarımla. 

Salı, 29.01.2002 10:36 atia 


Sn.atia,

Zhmete girip bana uzun uzun cevap verdiğiniz için teşekkür ederim.Üzülerek söylemeliyimki bu uzun cevabınızın içinde benim ortaya attığım soruların cevaplarını bulamadım.Özetle, önerdiğiniz sistem:                                      - -Tek parti iktidarı çıkarmayacaktır.Belkide meclisteki parti sayısında bir değişiklik olmayacaktır.
- Siyasi yelpazeyi soldan sağa doğru kaydıracaktır.
- Siyasetin yerelleşmesi sonucunu doğuracaktır.
Şimdilik bu kadar. Saygılarımla. 

Salı, 29.01.2002 11:53 nezaman 


Sn.Nezaman,

Sizin aradığınız cevaplar pek tabii ki bende yok.Ben mevcut sistemden ve genelbaşkanlardan nemalanmıyorum ki.Böyle bir arayışım da yok.Ben istikrar arıyorum.Ben KREMLİN BARONLARININ ÇİŞLERİNİ KAÇIRA KAÇIRA İDARE ETMEYE UĞRAŞTIKLARI SOVYETLERİN KİREÇLENMİŞ HALİNİ HATIRLATIYORUM. BEN DELİ İBRAHİM İ,ŞİZOFRENİK MUSTAFA YI PADİŞAH YAPAN VE MİLLETİMİZİ HER TÜRLÜ GELİŞMENİN GERİSİNDE BIRAKAN ENDERUN TAİFESİNİ HATIRLATIYORUM.BU kafa ile bir dahaki seçimlerde barajı kimlerin geçeceğini göremeyen körelmiş vicdanlara yeter ,yeter artık insafa gelin,yalnız kendi ailelerinizi değil başkalarının çoluk çocuğunu da düşünün diye ricada bulunuyorum.Sizin savunduğunuz adamların ne getireceklerini de tahmin ediyorum:YÜZE PİYAZ DÜŞÜRÜLEN BARAJLAR ve ASLINDA HİÇ BARAJ OLMAMIŞ GİBİ NETİCE VERECEK İTTİFAKLAR ve DE YİRMİ PARTİLİK bir Parlamento ile altı partilik koalisyonlar.Soruşturma yok,kovuşturma yok,tayin ettiğiniz memurlara savcı müdahalesi yasak..Dilinizin altındaki bakla bu.Ama olmayacak,çünkü,yürümeyecek.Ben boşuna 1958 Fransa sı demiyorum ki.Mevcut sisteme göre seçilmiş birilerinin cesurca önseçimlere girmeleri,halka gerçek hesaplar vermeleri düşünülemez.Siz daha MİLLETVEKİLİ DOKUNULMAZLIKLARININ SINIRLANDIRILMASINA BİLE GELEMEDİNİZ. Bırakın halka hesap vermeyi,BAĞIMSIZ YARGIYA BİLE RAZI DEĞİLSİNİZ.Herhangi bir yenilik de önermiş değilsiniz.1999 dan geriye veya ileriye de yürümüyorsunuz.Madem iyi bir sistem,bu başımıza gelenler ne?Benden de bu kadar.Selamlar ve saygılar.

Salı, 29.01.2002 12:50 atia 


Sn.atia,

Kerameti kendinden menkul dervişler gibisiniz.Her şeyi söylüyor ancak sorduğum sorulara cevap vermiyorsunuz.Her şeyi önceden biliyorsanız neyi tartışıyoruz.Ben iddia ile söylüyorumki iki turlu seçim sistemi tek parti iktidarı çıkarmayacaktır.İstenen istikrar da sağlanmış olmayacaktır. Bunu biraz sosyoloji biraz matematik bilen herkes kolayca anlayabilir. Beni çeşitli şekillerde itham etmeyi bırakıp sorulara cevap verin lütfen.  Maçı kaybedeceğini anlayınca kavga çıkarmak isteyen çocuklar gibi davranıyorsunuz. Saygılarımla. 

Salı, 29.01.2002 13:03 nezaman 


BEN DE İDDİA EDİYORUM Kİ

Sayın Nezaman,şimdi bir kere şu maç lafına geri dönmeyelim.Ayrıca,şu keramet konusuna gelelim.Ben de herkes de görüyor ki,ülkemizdeki siyasi partiler ve seçim sistemi bir sürü arızalar doğurmuş bulunuyor. Düzeltelim bazı yerlerini diyoruz.Buna benzer bir sistem ile Fransa nın anası senelerce ağladı.Sistemi değiştirdiler.(Tabii bu gönüllü olmadı.Birazcık örtülü postmodern birşeyler oldu)ve iki turlu sistem ile yarı başkanlık ile Fransa başını doğrulttu.Ben sol ilerler sağ ilerler diye bir tasa taşımıyorum.Ne sağcı ne solcu terminolojiler hüküm sürüyor artık.Yalnızca kendilerine solcu veya sağcı diyen birileri var ortalıkta.Sizin kerametiniz nereden kaynaklanıyor acaba ki,bizim önerdiğimiz ve başka bir çok ülkede başarılı olmuş sistemin burada başarısız olacağını iddia ediyorsunuz?Hangi CİNCİ HOCA nın müridisiniz?Maçı falan kaybeden yok da,ülke zaman kaybediyor.İlk seçimde de ,kimlerin ne kaybettiğini hep birlikte göreceğiz.NET OLARAK:
1-MİLLETVEKİLİ DOKUNULMAZLIKLARI
2-ADAY TESPİTLERİ
3-İSTİKRAR GETİRECEK SEÇİM SİSTEMİ?
Siz ne öneriyorsunuz.? Selam ve saygılar. 

Salı, 29.01.2002 13:30 atia 


Sn.atia,

Milletvekili dokunulmazlığı sadece meclis içerisindeki siyasi faaliyetleri kapsamalıdır.Yani sadece meclis kürsüsünden söyledikleri dokunulmaz olmalıdır.Onun dışıda milletvekillerinin sade vatandaştan farkı olmamalıdır.
Milletvekili adayları tüm parti üyelerinin katılacağı ve hakim denetiminde yapılacak bir ön seçimle tesbit edilmelidir. İki turlu dar bölge bile tek parti iktidarı çıkaramayacaktır.Bu günkü ortamda Türkiyede bir tek parti
iktidarı beklemek gerçekçi değildir.Benimde sizin gibi siyasetten şahsen bir beklentim yoktur. Ancak siyasi tercihlerim vardır. Türkiyeyi siyasi islamcıların yönetmesini istemem.Sizin DSP-ANAP-CHP-MHP-DYP hepsi bir teşhisinize katılmıyorum.Bence farklıdırlar.Ben bir DSP seçmeni olduğumu söylemiştim.Diğerlerine örneğin bir ANAP'a oy vermek yerine hiç oy kullanmamayı tercih ederim. Kendi siyasi eğilimimin meclis dışı kalmasını arzu etmem. Önerdiğiniz sistem başka ülkelerde iyi çalışmış olabilir.Ben Türkiyede çalışmayacağından eminim. Nedenini somut örnekleri ile açıkladım. Benim size önerebileceğim somut bir önerim yok.Ama Türkiyenin siyasi ve iktisadi istikrara ihtiyacı olduğun konusunda sizinle aynı fikirdeyim.Sizin önerdiğiniz sistemin durumu bu günkünden daha vahim hale getireceğine inanıyorum. Bunda iddialıyım. Saygılarımla. 

Salı, 29.01.2002 13:59 nezaman 


Sn.Nezaman,

Aslında keyifli bir tartışmayı yürütüyor olabilmemiz bile çok hoş. Milletvekili dokunulmazlığının,Meclis Kürsüsü nde söylenenler ile sınırlı olması konusunda TARTIŞMASIZ HEMFİKİRİM. Siyasi görevlere adaylıkların her parti için zorunlu olarak yapılacak ve hakim nezaretinde olacak önseçimlerle tespit edilmesinde de anlaşıyoruz. Bu konuda başka öneriler de var ama ben o fikrinize de katılıyorum. Geldik seçim maddesine. Bana göre, adayların zorunlu önseçimle tespit edilmeleri zaten belirli bir düzelme sağlayacaktır.Aday adaylarının partiler içerisinde yoğunlaştıracakları üye yazımı ve dirsek temasları parti fikrini zinde tutacağı gibi,ayrılmayı,ayrışmayı ve de kovmayı zorlaştıracaktır.Burada da tereddüt yok. Şimdi seçim sistemine geldik.Ben de değil yalnızca siyasal islamla,HİÇ BİR TÜRLÜ TOTALİTER FİKİRLE İDARE EDİLMEYİ KABUL EDEMEM.Şimdi yaptığımız gibi,korkusuzca konuşabilmeyi ,dünyanın hiç bir servetine değişemem.Yaşayamam,havasız kalırım.
SORU:
1-Şimdiki sistem ile gidilecek ilk seçimde kimler geçecek barajı?(Cevap:AKP-DYP-MHP-CHP)
2-Barajları düşürüp,ittifaklar kolaylaşınca ne olacak?(Yirmi partili Meclis,altı partili koalisyonlar)
3-Böyle bir durumda halimiz ne olacak?
Dolayısı ile kafalarımızdan o eski klasik sol sağ meselelerini çıkarıp daha objektif bakmayı denemeliyiz,diye düşünüyorum.Ve şuna kesinlikle inanıyorum:İKİ TURLU SİSTEMDE DİN TACİRLERİ YAYA KALIRLAR.Bir kamuoyu yoklaması yapılırsa bu görülecektir.Selam ve saygılarımla. 

Salı, 29.01.2002 14:38 atia 


İyi ki Söylediniz!

Diyelim ki barajı sadece CHP,MHP,AKP,DYP aştı.Eğer şimdiki sistem ile seçim yaparsanız bir MHP,AKP,DYP koalisyonu çıkar.Eğer sizin önerdiğiniz iki turlu dar bölge uygulanırsa yine MHP,AKP,DYP koalisyonu çıkar.Fark nedir? Sizin önerdiğiniz sistemde CHP daha az milletvekili çıkarır. Bu arada barajın düşürülmesini falan destekliyor değilim. Söylemeğe çalıştığım gibi bir şey değişmeyecektir. Tek parti
iktidarı ihtimali sıfırdır.Sol daha küçülecektir. Daha çok ağa ve aşiret reisi meclise girecektir. Saygılarımla. 

Salı, 29.01.2002 14:54 nezaman 


Sn.Nezaman

Anlatmakta zorlanıyorum.Aramızdaki fark,SİZ DÜŞÜNCENİZİ TEMSİL EDEN PARTİYİ MUTLAKA MECLİS TE GÖRMEK istiyorsunuz.Ben ise,farketmez,yakın birine ,düzgün adayı varsa oy verebilirim ,diye düşünüyorum.İşte bu arada, EĞER İKİ TURLU ÇOĞUNLUK SİSTEMİ BASKISI OLURSA,ŞİMDİ BİRBİRİ İLE UZLAŞAMAYAN BİR ÇOK PARTİ BAŞKANI,ŞAPKAYI ÖNÜNE KOYUP,APAR TOPAR,DAHA SEÇİMLERDEN ÖNCE BİRLEŞECEKLER.Uçurumu görünce birbirine el uzatmayı öğrenecekler.Çoğunluk sisteminin TERBİYE EDİCİ VASFI ÇALIŞMAYA BAŞLAYACAK.Ve ikinci tura hangi partilerin kalacağı pek de öyle 1999 aynalaması ile belirlenemez.Kim bilir belki 1973 veya 1977 veya 1991 veya 1999 neticeleri çıkar.Bir tarafta ERBAKAN talebeleri bir tarafta DSP veya değişken olarak, ANAP,DYP,CHP MHP kalırsa?ERBAKAN ALAMAZ..Sorun araştırın görün.ALAMAZ.Türkiye çok değişti.Belki hala bağnazca particilik güdenler göremiyor ama,çok değişti.Zaten,aday tespitleri önseçimlerle yapılırsa insanlar her gün yeni bir kurtarıcı peşinde de koşmayacaklardır.Partileri içerisinde ,yeni ve kendilerince düzgün adamlar arayacaklardır.Oturmuş parti gelenekleri oluşacaktır. Selam ve saygılar. 

Salı, 29.01.2002 15:26 atia 


Farklı Düşünüyoruz!

Ben adaya değil, partinin fikriyatına oy veririm.Çünkü ülkeyi benim seçtiğim aday tek başına yönetmeyecek. Elbette seçtiğim partinin iktidarda olmasını arzularım.Benim gibi düşünenlerin yönettiği bir ülkede yaşamak mutluluk verir. Oylar sağ sol arasında öyle kolay gelip gitmez. Benim bölgemdeki AKP adayı evliyada olsa ben oy vermem. Aynı şekilde bir AKP seçmeni CHP'liye oy vermez. Sanıyorum siz AKP'yi islamcı saymıyorsunuz. Burada sizden ayrılıyorum. Sonucunun ne olacağı belli olmayan bir rus ruletini oynamak istemem. Saygılarımla. 

Salı, 29.01.2002 15:40 nezaman 


BİR de ŞU İKİNCİ TUR konusu

Diyelim ki,mevcut sistemle barajı CHP-DYP-AKP-MHP geçti.İş burada kalıyor mu?Kalmıyor.İkinci turda bunlar karşı karşıya.Öyle alıp kaçmak yok.Şimdi bakalım:Bir bölgede DYP-CHP kaldı. Siz,ANAP,MHP,diğer marjinal küçükler,SP,AKP kime verecek ikinci turda?Veya MHP-CHP kaldı.Ne olacak?İhtimaller nedir?Biraz daha objektif olmayı denerseniz,1999 sonuçları ile bile DSP nin tek başına iktidarı gelirdi ikinci turda..Çünkü kullanacağı argümanlar bellidir.Ve barajı geçemeyen her parti diğerlerine haketmediği sandalyeler hediye edecektir.Selam ve saygılar. 

Salı, 29.01.2002 15:43 atia 


AKP nasıl DİNCİ SAYILMAZ?

Ben AK partiyi değil siyasal islamcı saymak,ERBAKAN TALEBELERİ çerçevesinde sayıyorum.Bu terminoloji ile kasdım bu.Sanıyorum yanlış anlaşıldı.Yani onları ayrı görmüyorum.SP veya AKP bana aynı şeyi ifade ediyorlar. 

Salı, 29.01.2002 15:48 atia 


Cevap Kolay,

Bütün sağ partiler DYP'ye verecek.MHP-CHP kalıncada bütün sağ MHP'ye verecek.Siz Melih Gökçek nasıl belediye başkanı oluyor sanıyorsunuz? İki turlu sistem ile 1999 da DSP'nin bu günkünden daha az, MHP'nin daha çok çıkaracağı konusunda isteyen herkes ile bahse girerim.Türkiyede sağ seçmenin ezici bir çoğunluğu vardır.Siz nerede yaşıyorsunuz? Saygılarımla. 

Salı, 29.01.2002 15:51 nezaman 


ÇOK ÜZÜLDÜM

Sayın Nezaman,bu peşin fikrinizden dolayı çok üzüldüm.Çünkü tanıdığım bir çok insan 1999 da,daha önceleri ılımlı sağ partilere vermişken DSP ye verdiler .Cidden çok üzüldüğümü ifade ediyorum.Doğru ,nerede yaşıyoruz. 

Salı, 29.01.2002 16:06 atia 


Herkesin Kararına Saygı Duyarım.

Evet herkesin kararına saygı duyarım. Ancak beni sağ bir partiye veya daha soldaki Marksist partilere oy vermeğe zorlayacak bir sistemi asla tercih etmem.Bu durumda hiç oy vermemeyi bile düşünebilirim.Seçme özgürlüğümü muhafaza etmek isterim. İsteyen turşu yiyebilir ama ben tatlıcı dükkanlarının açık olmasını isterim.
Bu arada Sn.Pişkinsüt dükkanını açmıştır.Canı turşu isteyenlere duyurulur. Saygılarımla. 

Salı, 29.01.2002 17:04 nezaman

Sonraki Sayfa >